Kabızlığın Pelvik Taban Kaslarına Etkisi

Anasayfa / Blog / Kabızlığın Pelvik Taban Kaslarına Etkisi

Pelvik Taban

Kabızlığın Pelvik Taban Kaslarına Etkisi

KABIZLIĞIN PELVİK TABAN KASLARINA ETKİSİ
Sırt ve baş ağrıları, şişkinlik hissi, gaz, kramplar, hemoroidler, kanama, pelvik taban kaslarının zayıflaması... Bu şikayetler listesinin ortak bir unsuru olan kabızlık, toplumda sık karşılaşılan bir problem olup, kişilerin kabızlığı tanımlama şekillerine göre farklılık göstermekle birlikte, %2-28 sıklığında görülmektedir.  

KABIZLIK NEDİR?
Kabızlıkta, genellikle hastalar bağırsak fonksiyonlarında anormallik hissederler. Dışkılama sayısının azalması, alt karın bölgesinde rahatsızlık, gerginlik ve şişkinlik görülen semptomlardandır. Sıklıkla çoğu insan kendisinin kabız olmadığını düşünse de detaylı hikaye alımından sonra o kişinin kabızlık semptomlarına sahip olduğu anlaşılmaktadır. Amerikan Gastroenteroloji Enstitüsü kabızlık için bir takım kriterler belirlemiştir; ıkınma, sert/topak şeklinde dışkı, zorlanma, tam boşaltamama, tuvalette uzun zaman geçirme. Bu kriterler; dışkı sayısında azalma, zor dışkılama ile tanımlanan ve tatmin olunamayan dışkılama sırasında dışkının çıkması için hastanın parmakları ile bazı manevralar yapma gereksiniminin olması ve yakınmalarının en az 3 aydan beri var olması şeklindedir.

KABIZLIĞIN NEDENLERİ NELERDİR?
Kabızlığın, genellikle hayat tarzına dayanakla birlikte bir çok nedeni olabilir. Bunlar; yaş (özellikle 55 yaş ve üzeri), gebelik, hareketsizlik, yetersiz su tüketimi, beslenme alışkanlıkları (lifsiz beslenme), tuvalet alışkanlıkları, bilinçsiz diyetler, bazı hastalıklar (MS, alzeihmer, şeker, tansiyon, bel fıtığı gibi), kullanılan ilaçlar (kas gevşetici, kalsiyum, demir gibi) ve o bölgede yapılan cerrahiler de kabızlığın nedenleri arasında sayılabilir. Yapılan çalışmalarda kadınlarda kabızlık görülme olasılığı erkeklere oranla 2-3 kat daha fazla olduğu gösterilmiştir. Ayrıca çalışmalarda kadınlardaki bağırsak geçiş zamanının erkeklere göre daha yavaş olduğu gösterilmiş, özellikle de menstrüasyon dönemlerinde birçok kadının kabızlıktan yakınmakta olduğu bildirilmiştir.

1.YAŞ
Yaş ilerledikçe kişilerin hem aktivite düzeyi azalır hem de metabolizmaları yavaşlar. Dünya genelinde yapılan çalışmalarda yaşlı bireylerde kabızlık sıklığının %11-74 arasında değiştiği bildirilmekle beraber, kısa ve uzun dönemli bakım kurumlarındaki yaşlı bireyler arasında ise %41-80 arasında olduğu bildirilmiştir.

2.HAREKETSİZLİK
Kabızlığa neden olan etkenlerden biri de, hareketsiz bir yaşam sürmek. Sindirim sistemimizde gün içerisinde birçok refleks gerçekleşir. Bunlardan biri, biz hareket ettikçe bağırsağımızdaki ilerletici ve çalkalayıcı hareketlerin otomatik olarak başlamasıdır. Bu yüzden hareketsiz yaşam sürmek bağırsağımızı da olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Gebelik; bu duruma verilebilecek en önemli örneklerden biridir. Gebelik boyunca (özellikle son 3 ayında) kişilerin hareketleri kısıtlanır. Hareketler kısıtlandıkça bağırsak hareketleri azalır, ayrıca gebelik boyunca kanda artan progesteron hormonunun da etkisiyle kabızlık sıklıkla yaşanır. 

3.YETERSİZ SU TÜKETİMİ
Yetersiz su tüketimi de kabızlığa neden olabilecek en önemli sebeplerden biridir. İnce bağırsaktan kalın bağırsağa geçen sert dışkı, kalın bağırsakta suyu emilerek daha da sertleşir. Yeterli miktarda su tüketildiğinde kalın bağırsağa geçiş yapan dışkı yeterince sulu bir hal alır ve boşaltım kolaylaşır. Ancak bunun tersi durumda dışkı kuruyup sertleşir ve anüsten çıkarken zaman zaman kanamalara veya yırtıklara sebep olabilir. Bu durum da pelvik taban kaslarında spazma ve gerginliklere yol açabilir. Bu yüzden yeterli miktarda sıvı alımına dikkat edilmelidir (kilo başına en az 30 ml. Örneğin 60 kg bir birey için yaklaşık 1800-2000 ml gibi). Kahve veya çayın içindeki maddeler suyun bağırsakta kalmasını engelleyebilir bu yüzden kişi 1 bardak çay içiyorsa 1 bardak da su içmelidir. 

4.BESLENME ALIŞKANLIKLARI 
Yediğimiz gıdalar ince bağırsakta sindirilirken gerekli olan maddeler kana geçer, gereksiz maddeler ise kalın bağırsağa geçer ve en son posası kalır. Eğer bu posa, suyu tutup dışkının yumuşak olması sayesinde dışarı atılabilirse kabızlık önlenmiş olur. Ama lif bakımından zengin olmayan gıdalar (et gibi) çok fazla tüketilirse kalın bağırsaktaki suyu da kaybederiz ve böylelikle dışkı hem daha sert olur hem de dışarıya atılması zorlaşır. Bu yüzden lifli gıdalar tüketmeye ve sindirimi zor besinlerden kaçınmaya çalışılmalıdır. 

5.TUVALET ALIŞKANLIKLARI
Tuvalet alışkanlıkları da kabızlığa sebep olabilecek en önemli nedenlerden biridir. Bazı durumlarda kişi bulunduğu yerden dolayı tuvaleti erteleyebilir. Böylelikle rektuma gelmiş dışkı bağırsağın ters hareketi ile tekrar yukarı doğru çıkmaya başlar ve dışkı hissi kaybolur. Durum böyle olunca dışkı bağırsakta çok daha uzun süre kalarak içindeki suyun daha fazla çekilmesine sebep olur ve dışkının daha da sertleşmesine yol açar. Eğer bu eylemler rutin bir hal alırsa bağırsağı küstürebilir ve uzun vadede kişinin kabızlık ile karşı karşıya kalınmasına sebep olabilir. 

6.BİLİNÇSİZ DİYETLER
Fit ve ideal kiloda bir vücuda sahip olmak hemen herkesin hayali olabilir. Bunun için de çoğumuz eş dost tavsiyesiyle gelişi güzel diyet yaparak kilo vermeye çalışırız. Fakat bilinçsiz yapılan diyetlerde bir günde vücuda alınması gereken lif ve sıvı oranı ayarlanamadığı için kabızlık gelişebilme olasılığı artmaktadır. 

7.BAZI HASTALIKLAR VE İLAÇLAR
Uzun süren kabızlıklar sonucunda anal fissür (makatta çatlak), hemoroid (basur), makat bölgesinde gelişen bağırsak fıtıkları ve makat sarkmaları gibi makat bölgesini ilgilendiren ve dışkılamayı önleyebilen yapısal bozukluklar da gelişebiliyor. Daha sonar bir kısır döngü oluşarak, bu durumlar kabızlığı, kabızlık da bu rahatsızlıkların şiddetinin artmasına yol açıyor. Ek olarak var olan diğer hastalıklar; diyabet, tansiyon, bazı nörolojik rahatsızlıklar (Multiple skleroz, Alzheimer gibi), bel ve omurilik yaralanmaları gibi durumlar kabızlık oluşmasına sebebiyet verebilmektedir. Ayrıca kullanılan ilaçlar da dikkate alınmalıdır çünkü demir, kalsiyum, kas gevşeticiler ve antidepresanlar kabızlığı tetikliyor olabilmektedir.

KABIZLIĞIN PELVİK TABAN KASLARI ÜZERİNE ETKİSİ NEDİR?
Pelvik taban kas gücü hem bağırsak hem de mesane kontrolü için çok önemlidir. Kabızlıktan kaynaklanan kronik zorlanma, pelvik taban kaslarının zayıflamasına, pelvik organlar ve sinirlerde aşırı strese, mesane fonksiyon bozukluğuna yol açabilir. Kabızlık pelvik taban sinirlerinde gerilmeye bağlı hasara yol açtığı için pelvik tabanın hem nörolojik hem de fonksiyonel olarak bozulabilme ihtimali çok yüksektir. Yapılan çalışmalarda kabızlığın idrar kaçırma, dışkı ve gaz kaçırma, kronik pelvik ağrı veya cinsel fonksiyonlarda bozulmaya yol açtığı gösterilmektedir.

PEKİ KABIZLIKTAN KORUNMAK İÇİN NELER YAPMALIYIZ?

  • Lif bakımından yüksek besinlerin tüketimini arttırın. 
  • Su tüketiminizi arttırın.
  • Tuvalet alışkanlıklarını gözden geçirip, olabildiğince tuvalet gereksinimini ertelemeyin.
  • Egzersiz yapın ve fiziksel olarak aktif kalın.
  • Tuvalette oturma pozisyonunu düzenleyin.

DOĞRU TUVALET POZİSYONU NASILDIR?
Tuvalette oturma pozisyonunuz pelvik taban kaslarınız açısından çok büyük önem taşımaktadır. Dışkılama sırasında pelvik taban kaslarının gevşek olması dışkıyı rahatça çıkartmanız için çok önemlidir. Peki bu pozisyon nasıldır?

  • Dizlerinizin seviyesi kalçanızın seviyesinden daha yüksek olmalıdır.
  • Gövdenizi öne doğru eğmeli ve dirsekleriniz dizlerinizin üstünde olmalıdır.
  • Dışkılama yaparken pelvik taban kaslarınız mutlaka gevşek olmalıdır.
  • Gerekirse tuvalet taburesi alarak dizleri yukarı kaldırabilirsiniz.

Sonuç olarak; kabızlık kişinin yaşam kalitesini ve sağlık açısından iyilik halini bozan bir rahatsızlıktır. Yaşam stilinde yapılan düzenlemelerle büyük çoğunluğu düzelse de yine de bir doktora görünmeniz gerekmektedir. Gerekli incelemeler sonucunda ilaç tedavisi ve buna ek olarak pelvik taban kaslarına yönelik gevşeme methodları ile kasta oluşan gerginlikler ve dissinerjiler çözümlenmelidir.

 

REFERANSLAR

Akpınar, H. (2007). Kronik Konstipasyon. 7. Ulusal İç Hastalıklar Kongresi. Web kaynak: http://www.tihud.org.tr/uploads/content/kongre/7/7.26.pdf

Korkmaz, M. ve ark. (2011). Kabızlık Yakınması Olan Hastanın Birinci Basamakta Yönetimi. Konuralp Tıp Dergisi, 3(3): 35-41.

Okuyan, C.B., ve Bilgili, N. (2019). Yaşlılarda Konstipasyon Sıklığı ve İlişkili Faktörlerin Belirlenmesi: Bir Huzurevi Çalışması. FNJN, 157.