İdrar Kaçırma (Üriner İnkontinans)

Anasayfa / Blog / İdrar Kaçırma (Üriner İnkontinans)

Pelvik Taban

İdrar Kaçırma (Üriner İnkontinans)

Dünya genelinde toplumun % 8.7’si (421 milyon kişi) idrar kaçırma (üriner inkontinans) şikayeti yaşamaktadır. Ancak bu kişilerin de % 80’i ya utandıkları için ya da bu durumun yaşlanma ile normal olabileceğini düşündükleri için yardım almaktan kaçınırlar. İdrar kaçırma sadece yaşlıları değil, her yaştan bireyi (kadın, erkek ve hatta çocuklar) farklı sebeplerle etkileyebilir. Kadınların %70’i, erkeklerin de %30’u idrar kaçırma şikayeti yaşamaktadır. Kadınların pelvik taban bölgesi gebelik, doğum ve menopoz dönemlerinde, aynı yaş erkeklere göre daha fazla yaralanmaya açık oldukları için daha sık yaşamaktadırlar. Örneğin; her 4 hamile kadından birinin, özellikle son trimesterde (gebeliğin son 3 ayı) idrar kaçırdığı yapılan çalışmalarda ifade edilmiştir.

İdrar kaçırma; hiçbir yaşta ya da cinsiyette normal olmamakla birlikte, çoğu durumda tedavi edilebilir ve çözümü olan bir durumdur. Çözüme ulaşmak için, pelvik taban kasları ile bağlantısı anlaşıldıktan sonra, ideal pelvik taban sağlığına ulaşmak için sadece yanlış gelişmiş kabullerimizi yok etmeli ve tabularımızı yıkmalıyız.

İDRAR KAÇIRMA NEDİR VE TİPLERİ NELERDİR?
İdrar kaçırma; Uluslararası Kontinans Birliği tarafından ‘istemsiz idrar sızıntısı (idrarını tutamama)’ olarak tanımlanmaktadır. İdrar kaçıran kişiler, hijyen ve sağlıklarının etkilenmesinin yanında sosyal ve psikolojik durumlarının da çok ciddi anlamda etkilendiği görülmektedir. Kişi kontrol edemediği bu durum karşısında sosyal yaşamdan uzaklaşarak, yalnız kalmakta ve içe dönük yaşamasına sebebiyet verebilmektedir.

İdrar kaçırma şikayeti, farklı sebeplerden dolayı ortaya çıkabilir. Mesanedeki basıncın idrar kanalındaki (üretra) basınçtan daha yüksek olması, mesane kası ile ilgili problemler, pelvik taban kaslarının zayıflığı veya gerginliği, iç ve dış sfinkterdeki fonksiyon bozukluklarından dolayı meydana gelebilir.

HANGİ DURUMLARDA İDRAR SIZINTISI YAŞANABİLİR?
Bazen öksürme, hapşırma veya gülme gibi karın içi basıncın arttığı durumlarda, bazen de sadece aniden idrar sıkışması hissedip, tuvalete yetişemediğiniz durumlarda yaşanabilir. Bazı kişilerde ise her iki durum karşısında idrar kaçakları yaşanabilir.

İDRAR KAÇIRMANIN TİPLERİ NELERDİR?

  1. STRES TİPİ İDRAR KAÇIRMA
    Stres tipi idrar kaçırma, karın içi basıncının arttığı aktiviteler sırasında (öksürdüğünüzde, hapşırdığınızda, güldüğünüzde, egzersiz yaptığınızda veya ağırlık kaldırdığınızda) ortaya çıkabilecek idrar kaçağı olarak tanımlanır ve en sık görülen idrar kaçırma tipidir. Hamilelik, doğum, menopoz ya da günlük hayattaki yanlış alışkanlıkların pelvik taban kaslarına verdiği zararlardan dolayı bu kasların güçsüzleşmesi sebebiyle oluşabilir. Bunun yanında erkeklerde de, özellikle prostat cerrahileri sonrasında pelvik taban kas zayıflamaları stres tipi idrar kaçırmaya neden olabilmektedir.
  2. SIKIŞMA TİPİ İDRAR KAÇIRMA
    Sıkışma tipi idrar kaçırma, ani ve yoğun sıkışma hissinin eşlik ettiği mesanenin ani kasılması sonucu meydana gelmektedir. Kişilerin gün içerisinde sık sık tuvalete gitme ve az miktarda idrar yapma şeklinde şikayetleri olabilir. Bu tip idrar kaçırmaya sebep olabilen bazı risk faktörleri vardır. Yaş, nörolojik problemler (MS, inme gibi), diyabet, prostat hiperplazisi (büyümesi), tekrarlayan alt üriner system enfeksiyonları, ilaç veya tütün kullanımı, beslenme alışkanlıkları gibi faktörler mesanenin aktivasyonunu arttırarak sıkışma hissinin oluşmasına ve sonrasında sıkışma tipi idrar kaçırmaya neden olabilir.
  3. MİKS TİP ÜRİNER İNKONTİNANS
    Miks tip idrar kaçırma yukarıda belirtilen iki tip idrar kaçırmanın aynı anda görülmesinden kaynaklanır. Yani karın içi basıncın artması sonrasında ve ani sıkışma hissi ile idrar kaçağının birlikte olmasından dolayı meydana gelir.

 

BELİRTİLER

STRES TİPİ İDRAR KAÇIRMA

SIKIŞMA TİPİ İDRAR KAÇIRMA

Karın içi basıncın artmasından sonra kaçırma

Var

Yok

Sıkışma hissi

Yok

Var

Mesane hacim kaybı

Az miktarda

Çok miktarda

Gece kaçırmaları

Yok

Var

 

İDRAR KAÇIRMA ÇÖZÜLEMEYECEK BİR PROBLEM DEĞİL!

Eğer idrar kaçırma problemi yaşıyorsanız korkularınızı ve çekingenliğinizi bir kenara bırakmalısınız. Bu durumun “normal” olmadığını kabul etmek ve harekete geçmek tedavinin en önemli anahtarıdır. Aynı durumda veya bu durumu yaşamış olan birçok kişi var ve sorunun çözümü de mevcut iken yapmamız gereken şey, o çözümü bulmaktır.

Öncelikle uzman bir doktor (jinekolog, ürolog gibi) tarafından muayene edilmelisiniz. Uzman doktorun probleminizi tanımlaması sonrasında ve başka patolojilerin olmaması durumunda pelvik taban merkezlerine giderek, alanında uzman pelvik taban fizyoterapistleri tarafından fizyoterapi açısından değerlendirilirsiniz. Pelvik taban fizyoterapistleri tarafından pelvik taban kaslarının fonksiyonel durumu, kuvveti veya gerginlikleri gibi durumlar gerek teknolojik cihazlar kullanarak gerek çeşitli manuel tekniklerle değerlendirilir ve ihtiyaç olunan şekilde tedavi protokolü çizilerek uygulanmaya başlanır.

Peki “Normal” Olan Nedir?

 

  • Mesanenin tamamen boşalması gerekmekle birlikte bazı durumlarda bir miktar artık idrar kalması normal kabul edilebilir.
  • İdrara çıkmak gün boyunca aralıklı olmak kaydıyla, günde 6-8 kere (2-3 saatte bir) boşaltmak normal olacaktır. Geceleri idrara çıkmak, sadece ara sıra gerçekleşen bir şey olmalıdır.
  • Idrar yapma isteğimizin olmadığı zamanlarda mesane yavaş yavaş idrarla dolmaktadır. Bu "depolama aşaması" olarak tanımlanır. Daha sonra, belli bir hacme ulaştığında beyne giden uyarılar neticesinde idrar yapmamız gerektiğini anlarız. Bu aşamada iki ihtimal vardır;

           1. Gönüllü olarak idrara çıkmaya neden olan "boşaltım aşamasına" gitmek (NORMAL OLAN)

           2. ‘İdrara çık’ uyarısına rağmen, idrara çıkmayı geciktirerek, boşaltım aşamasından gönüllü olarak kaçınmak (NORMAL OLMAYAN)

 

SONUÇ OLARAK UNUTMAMAMIZ GEREKENLER!

  • Pelvik taban kaslarının düzenli eğitimi ile, kas kuvvetini daima güçlü tutarak gelecekte idrar kaçırmayı önlemek mümkündür. Bu eğitim ne kadar erken yaşta alınırsa ortaya çıkabilecek sorunlarla başa çıkılması kolaylaşır.
  • Öncelikli hedef; rahatsızlıklar çıkmadan önce koruyucu yöntemlerle pelvik taban kaslarını sağlıklı tutmak olmalıdır. Rahatsızlıklar ortaya çıktıktan sonra ise, gecikmeden gereken tedavi yöntemlerine başvurulmalıdır.

 

REFERANSLAR

Haylen BT et al. An International Urogynecological Association (IUGA)/International Continence Society (ICS) Joint Report on the Terminology for Female Pelvic Floor Dysfunction. Neurourol Urodyn 2010; 29:4–20.

Milsom,I. and Gyhagen, M. (2019). The prevalence of urinary incontinence. Climacteric. 22:3, 217-222, DOI: 10.1080/13697137.2018.1543263